Anonim Şirkete Borçlanma Yasağı
Şirkete borçlanma yasağı getirilmesindeki temel amaç, şirketle yakından ilgili kişilerin şirketle yapacakları birtakım iş ve işlemlerle şirkete zarar vermelerinin önlenmesi ve dolayısıyla şirketin devamına yönelebilecek risklerin baştan ortadan kaldırılmasıdır. Şirketin yönetim ve temsil organı olan yönetim kurulu üyeleri bakımından bu tür riskli işlemlerle şirkete zarar verilmesi ihtimalinin daha yüksek olduğu bir gerçektir.
TTK m. 358’de anonim şirket pay sahiplerinin, TTK m. 395/2’de ise anonim şirket
yönetim kurulu üyelerinin şirkete borçlanmaları konusunda sınırlayıcı hükümler öngörülmüştür
PAY SAHİPLERİNİN ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI
m. 358’e göre;
“Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz. ”
Şu halde pay sahipleri aşağıdaki şartlar gerçekleşmedikçe şirkete
borçlanamayacaktır.
a) Sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçların ifa edilmesi
b) Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârının, geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olması
Pay sahipleri, ortağı oldukları şirketle, kendilerini şirkete karşı borç, taahhüt altına sokan herhangi bir işlem yapamayacaklardır. Örneğin pay sahipleri, şirketten para çekemeyecek veya şirkete karşı kendilerini borç altına sokacak bir sözleşme de yapamayacaktır
Hükmün gerekçesi incelendiğinde, kanun koyucunun bu yasağı öngörürken şirketin malvarlığı değerlerini korumayı amaçladığı görülmektedir. Borçlanma konusunun türü herhangi bir önem taşımamaktadır.
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ VE YAKINLARININ ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI:
Yönetim Kurulu üyeleri ve yakınlarının şirkete borçlanma yasağı 395. maddede düzenlenmiş, maddede köklü değişikliklere gidilmiştir. Söz konusu değişiklikler, özellikle “yasağa tâbi olan kişiler” ve “borçlanmanın şekli” açısındandır. Şöyle ki, düzenlemede yapılan değişiklikten sonra, borçlanma yasağı yalnızca “pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri” ile “yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393. maddede sayılan yakınları” ile sınırlı tutulmuştur. Düzenlemedeki “borçlanmanın şekli” açısından kabul edilen değişiklik ise, yalnızca “nakit borçlanmalar”ın yasak kapsamına alınmış olmasıdır.
Bu nedenle, TTK 395/2 kapsamında borçlanma yasağı altında olan kişilerin şirkete para
dışında bir unsuru borçlanmalarına bir engel yoktur.
YASAĞA UYMAMANIN YAPTIRIMI:
Yasağa ilişkin düzenlemeleri ihlâl eden fiiller için TTK m. 562’de özel bir cezaî yaptırım hükme bağlanmıştır. Fakat bu düzenlemeleri doğrudan ihlâl etmemesine rağmen hukuka aykırı olarak değerlendirilebilecek borçlanma işlemlerinin de güveni kötüye kullanma suçuna (TCK m. 155) neden olabileceği, kanun koyucu tarafından açıkça ifade edilmiştir. TTK m. 358’deki şartlara aykırı olarak gerçekleşen işlemlere ve TTK m. 395/2’de belirtilen kişilerin şirkete borçlanmaları hâlinde, TTK m. 562/5 uyarınca adli para cezasının uygulanacağı
öngörülmektedir.